Hindistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hindistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2019 Cumartesi

WHATSAAPTAN MANİTAMI YAPILIRMIŞ?



          
          Günler geçtikçe Nikhil ile mesaj hızımız teklemeye başladı. Artık sadece toplu günaydın mesajları listesinde yer alıyordum. Zaten ne bekliyordum ki? Görüşme ihtimalimiz milyonda bir. İçimden hala o yakın arkadaşının aslında bayağı bir yakın olduğunu geçiriyorum. Hem de çok güzel geçire geçire :D

          Bir akşam bir mesaj geldi telefonuma. Nikhil göndermiş.Her zamanki klasik şeyler Selam, nasılsın, günün nasıl geçti? Uzun zamandır görüşemedik, senin ile konuşmayı özledim. Sen benim için çok değerli bir arkadaşsın. Sana söz veriyorum görüşemesek de her zaman hayatımın içinde güzel bir arkadaş olarak kalacaksın ve seni asla çıkarmayacağım.

          Ay canım ya bu ne duygusal bir mesaj. Ben de şöyle dedim Ofkors güzelim Ofkors.

          Şimdi değerli okurum, böyle duygusala bağlayan birinin kesinlikle hayatında biri vardır veee başka biri ile amacı ne olursa olsun konuşuyor olması vicdan yapmasına neden olmuştur.

          Sonra tekrar aynı mevzuya döndü dolaştı. Aynı ülkede yaşasaydık eminmişte bizim çok güzel bir ilişkimiz olabilirmiş. Yahu dedim neden hayatında biri yok bana neyse. Şöyle dedi ''Önceden evlenmeyi düşünmüyordum. Fakat artık düşünüyorum ve ailem benim için eş adayı bakıyor'' Hindistan' da bu işler bana çok komik geliyor. Yani bunu ciddi meslek haline getirmiş insanlar var.

          Şöyle ki; diyelim evlilik çağına gelmiş geldiğini düşündüğünüz kızınız veya oğlunuz var. Bu kutsal görevi yerine getiren amca, teyze bulunur. Amcaya ya da teyzeye evlatçığınızın kriterlerini söylerseniz onun arşivi geniştir. Resimleri ile adayları bir bir 7 ceddince anlatır. Aile karar verir aday seçilir. Sonra karşı tarafın ailesi ile konuşur bu amcalar, teyzeler (Aslında bizim ülkede bir adı varda bunun ben hiç yazmayayım). Kısmetse iki taraf anlaşırsa olur, anlaşmazsa resimden bol ne var gönder gelsin.

          Bir de yazmadan geçemeyeceğim. Yıldızname de çok önemlidir. Eğer yıldızname tutmuyorsa asla bu iş olmaz.

          Bir haber vardı hatırlarmısınız?  Hindistanda küçük bir kızı köpek ile evlendirdiler diye. (Haberi tekrar okumak için tık tık) İşte bu kızımızın yıldızı düşük olduğundan uğursuz ve şanssız bir hayatı olacağına inandıkları için köpek ile evlendiğinde bu kötü durumdan kız çocuğunun kurtulacağına inanılıyormuş. Tabi evlendirilip boşandırılıyor. Öyle ömür boyu bir köpek ile evli yaşamıyor. Bana anlatılan bu en azından.

          Veee Niko ile mesajlaşlaşmalarımız tamamen bitti. Çokta umrum mu?
          Evet umrum muş!

16 Haziran 2017 Cuma

Sahnelere geri döndüm






          Bayağı bayağı bir ara vermişim yazmaya. Eh işte iş, güç birde üzerine İstanbula geldim. Kendimi dana etine abanır bulunca büsbütün unuttum yazmayı. Tabi sizlerinde hakkını yiyemem. Sürekli mesajlar aldım sizlerden. Dürttüklediniz yazayım diye. Üşengeçliğime verin, ülkemi ziyarete gelişimin şaşkınlığı olsun mazaretim. Bu arada çok özlemişim ailemi, yemeklerimizi, İstanbulu. Hindistan güzeldir, hoştur amma bağaaaa ne demeyeceğim lakin, bülbülü altın kafese koymuşlar illede vatanımda vatanım demiş! İşte o duruma zaman zaman yakarışsız gelebiliyorsunuz. 

          En son sizlere falımdan bahsetmiştim. Devamına geçelim o vakit! Efenim Nikocuğum arsasını almış. Hayırlı uğurlu olsun. Peki kız var mı kız? Onu söyle sen bi bakayım. Konuya giriş yapıp soracağımda pek ilgili görünmek istemiyorum. Kendi söylesin istiyorum. Merakıma bağlanacak çok yol denedim ama yok hiç bir açık vermiyor adam. 

          Galiba manitası yok hem fal işte illa bir şey çıktı diye hepsi peşi sıra gelecek değil ya. Nikocuğuma falcıya gittiğimi söyledim. Tabi öncesinde kahve kültürümüz olduğunu, hayata o kahvenin telvesi ile bağlı olduğumuzu (tek göz kapalı dil dışarda emoji) translet gücünün yettiğincesi kadar anlattım. Gayrimenkul aldığını, buraya geleceğini hatta sevgilisi olacağını bile. Önce şaşırdı. Sonra bir arkadaşı ile Ağustos sonrası için tatil planı yaptığını ve Türkiye üzerinde yoğunlaştıklarınıda ekledi. Gel! Gel yavrum gel! Kendim için istiyorsam namert olayım. Ülkem için gel turizme can ver. Döviz girişi olsun gel canım benim dedim içimden. Tabi yine oralı değilmişcesine cool konuşmalarıma devam edip sordum. Hımmm güzel seçim Ağustos sonrası Ege ve Akdeniz güzel olur. Bu bölgeleri tercih edebilirsiniz dedim. ( Ayak yapıyorum bakalım tatil için nereyi düşünüyor öğrenmek için ilgi yoksunu kadın rolündeyim). Biz İstanbulu düşünüyoruz. Birazda iş ile alakalı bir gezi olacak dedi. Aa gerçekten mi eğer öneri ihtiyacın olursa biliyorsun ben İstanbul'da yaşıyorum yardımcı olabilirim. (Hadi bana buraya geldiğinde benimle buluşmak istediğini söyle bebeğim). Nitekim öylede söyledi. Söylemesinde ne yapsın benim gibi dünya güzeli birini görmeden tekrar ülkesini gitmesi onun için büyük kayıp olurdu. 


          Şimdi en önemli kısıma geldik. Faldaki manitadan bahset Nikhil efendi. Falımdaki yakın arkadaşı ile ilişki yaşamaya başlayacaklarını söyledim. Ve şu her resimdeki bitişik ikizi ile sevgili olabileceklerini hatta çok yakışacaklarını ekledim. (Umursamaz davranışta sınır tanımıyordu). Kesinlikle böyle birşey olmayacağını, yakın arkadaştan öteye gitmeyecek bir ilişkileri olduğunu söyledi. Yaaa hadi be ordan biz abi deme lazım olur zihniyeti olan topraklarda yetişmiş bir nesiliz. Sen kimi kandırıyorsun canım deyip içimden Hıhı evet tabi anlıyorum ile konuyu kapattım sözüm ona.


          Ve beklemeye başladım.... Büyük lokma ye, büyük konuşma demiş Atalarımız. Bakalım ne olacak...

          

15 Mart 2017 Çarşamba

Falımda Hindistan Çıktı





Benim bir huyum vardır. Beni umursamayanı hiç umursamam. Değerli vaktimi harcayamam.
Bizim Nikocuktan ne mesaj var ne bir hayat belirtisi. Arada sadece "Günaydın" mesajı. Oda toplu gönderilen Cuma, bayram mesajları gibi.


Gel zaman git zaman oldu. Bir gün kız kardeşim ve bitanecik Bebom ile Kadıköyde buluştuk. Bir güzel yedik, içtik, gezdik. Dedik bir kafede birer kahve içelim. Aaa oda ne kahve falı bakılır. Baktırayım bari dedim.




(Aslında o güne ait tek bir resim buldum ama pek net değildi. Başka bir günden resim ekledim bende. Ortadaki beyaz tişörtlü dünya güzeli kız kardeşim Gözde sarı ceketli olan dünya tatlısı neşe kaynağımızda bebomuz Aynur. Siyah tişörtlü maymundan bozmayı zaten tanıyorsunuz.Evet ben!)

Konuşma SoTeyze yanına çağırdı. Aldım fincanımı gittim. Bana şöyle bir baktı. Bir isim tut içinden dedi. Kimin ismini tutayım kimse yok hayatımda. Derken Nikhil geldi aklıma. Nede olsa Hindistanda ne çıkabilirki? Falada inanmıyoruz ya espirisine baktırıyoruz. Çünkü aklımızdan zorumuz var bizim boş yere para vermeye bayılıyoruz. Hiç cesaretimiz yok ne yazık ki. Evet merak ediyorum baktırıyorum diyemiyoruz.

Teyze startı verdi. İçinde N R harfleri olan biri var. Ama bu kişi çok uzakta. Hiç yüz yüze görüşmemişsiniz. Yeni bir gayrimenkul almış. Veeeee bunun yanında bir kız var. Şimdilik arkadaşlar ama bu kızla bir yakınlaşma yaşayacaklar. Uzun sürmeyecek ve yolları ayrılacak. Sonra siz yakınlaşacaksınız. Hatta Ağustos sonrasında kışa doğru senin için gelecek dedi.

Şaşırdım biraz tabi harfler tutuyor sayılır, ee kızda var hemde yakın arkadaşlar, bişey alıp almayacağını bilmiyorum, ama son kısmına yani Türkiye ye geleceğine inanmadım. Çünkü kim bir kız ile buluşmak için başka bir ülkeye gider?

Aradan belki 2 hafta geçmiştir. Bir gün yine bir mesaj telefonumda. "Hi Asli I miss you". Hadi be ordan missmiş. Hiç oralı olmadım. Sadece nasılsın diye sordum. Ne yüz vericem. İyi olduğunu, son günlerde ev yaptırmak için arsa aradıklarını bu yüzden meşgul olduğunu ama sonunda istediği gibi bir arsayı aldığını söyledi.


2 hafta önce falcı teyze bundan bahsetmemişmiydi? Peki ya diğerleride olacakmıydı?

20 Şubat 2017 Pazartesi

Translate Kurbanı Parmaklar




 
Selamlar...
 
Bir önceki yazıma istinaden devamını getireyim... ( O neymiş diyen için tık tık.)Telefonda arkadaşlık... Dil bilmeden konuşmaya, derdini, gününü anlatmaya çalışmak. En önemlisi kendini anlatmaya çalışmak. Kolay mı? Hiçte kolay değil. Parmaklarınız yoruluyor translate kullanacağım diye. Kopyala, yapıştırla ömür geçmiyorki 2 defa kursa gittiğim halde pratiksizlikten unuttuğum dildir ingilzce.           Derler ya dil nankördür konuşmazsan unutursun. Diyen doğru demiş.Niko ile konuşma çabalarımız sürüp giderken arada resimleşmeye devam ediyoruz tabi. Bana ilk gönderdiği resimdeki çirkin dediğim çocuk meğer isem bir içim su imişte haberim yokmuş. Arada türkçe yazıp göndermeleri falanda gönlümü fethetmedi değil.   Niko bir gün bana hayatımda biri olup olmadığını sordu. O dönemde hayatımda kimse yok. Doğal olarak yok dedim. Klasik, senin gibi birinin hayatında nasıl biri yok falan laf bağlamalarına girecek diye düşünürken hiç oralı olup ta sormadı bile... Nasıl böyle bir soru sormaz benim gibi dünya güzeli bir kıza anlayamamıştım.         
          
          Herneyse.. 

          Niko bazen arkadaşları ile dışarı çıktığında beni hiç iplemiyordu. Ertesi gün tekrar konuşuyorduk ve önceki gecenin resimlerini gönderiyordu. O resimlerde hep bir kız dikkatimi çekiyordu. Yanlış anlamayın kız güzel falan değil bende kıskanç değilim. Niko ya bu kız ile neden bir ilişki yaşamıyorsun diye sorduğumda "Biz çok yakın arkadaşız öyle birşey olmaz, olamaz!" dedi. Bu arada aylar geçmeye başladı. 2,4,6 derken Facebook üzerinde arkadaş olduk. (Tabi ben daha önceden profilini su gibi ezberlemiştim bu yüzden yabancılık çekmedim). Bu arada hala mesajlaşarak iletişim kurmaya çalışıyorum. Niko bir kaç defa arasada telefon çekmiyor bahanesi yapıp yüzüne kapatıyorum şakkadanak. 
        
          Bir cumartesi günü Niko bana mesaj atmadı. Merak ettim. "Günaydın! Nasılsın?" yazdım gönderdim. Cevap yok, son görülme kapalı. O dönemde whatsapp bu ayara sahip değil ama androidlerde bir şekilde yapıldığını araştırdım ve öğrendim. Çünkü aklıma gelen başıma gelir. Niko o dönemlerde android telefon kullanıyor. Bana 3 gün sonra cevap verdi. Düşünebiliyor musunuz? 3 koca gün. Sen kimsin be densiz! Beni 3 gün bekletirsin? Ne haddine? Dengesize bak ya demedim tabi. Resim attı bana. Düşmüş zavallı dizleri mosmor olmuş. İçim sızladı dersem yalan söylemiş olurum. Bana ne yani? İnsan dizi ile mesaj yazmıyor ya sonuçta. Geçmiş olsun deme zahmetinde bulunmadım. Lafımı güzel bir oturtturup telefonumu benden yarım metre uzağa bıraktım. Gel zaman git zaman mesajlaşmalar yoğun akışını kaybetmeye başladı. Günlük mesajlaşmalar, haftada bire düştü. İplenmemeye başladığımı hissediyordum.
           
          Ama sebebi neydi?





13 Şubat 2017 Pazartesi

Tuhaf Şeylerin Başlangıcı...


Herkese Merhaba..

Bugün sizlere hayatımı değiştiren o ilginç olayın ilk bölümünü anlatmak istiyorum. Hazırsanız başlayalım...

Sene 2013.. Bir pazar sabahı kahvaltı hazırlamak için salon ve mutfak arası mekik dokuyorum. O sırada Tv de bir pazar magazin programında duyduğum şarkı beni resmen salona çiviledi.Çok sevdiğim bir doğaçlama skeç programı yaz tatili için turneye çıkmış ve çıkış şarkısı olarak bir şarkı seçmiş kendilerine. Şarkıya kulak vermeye, anlamaya çalışıyorum ama röportaj ile birlikte anlamak çok zor. O sırada şöyle dedim.. Telefonum!! 

Hemen telefonuma sesi kaydettim. Kız kardeşim Gözde ve ben etnik müzik dinlemeye bayılırız. Şarkıyı ona dinlettim. Şarkının içerisinde İngilizceyi andıran sözler var ama bir türlü algılayamıyoruz. Ailemizin akıl küpü sevgili erkek kardeşimiz Kaan beylere danıştık. Kendisinin yabancı dilleri iyidir. Aksanlı ingilizce olabileceğini, arada röportaj konuşmaları da olduğundan pek anlayamadığını söyledi. Ama ben yılmadım. Yapamadım, bulamadım, anlamıyorum diyerek pes etmek bana göre değildi. Tam bir hafta uğraştım aradım taradım araştırdım. En sonunda şarkıyı buldum..

Şarkının adı "Why This Kolaveri Di". Hemde hint ezgileri. Aklıma yıllar önce izlediğim "Masti" filmi, o dönemlerde popüler Punjabi şarkıları geldi. Deli gibi dinlerdik. Konuya döneyim.Tabi biz şarkıyı bulduğumuz için çok mutluyuz o an. Gözde ile beraber sabahtan akşama kadar dinler olduk. Sonra diğer şarkıları derken kendimizi bir anda hint şarkılarının içerisinde bulduk. Genelde insanlar Bollywood filmleri izleyerek şarkılarını dinler. Biz sadece şarkı dinler olduk. Bu sayede dans kursuna başladık, Çok güzel ve özel arkadaşlarımız oldu. Hindistan hakkında bilgi sahibi olduk. Kültürünü, yemeklerini, renklerini, adetlerini şarkılardan ziyade bir bütün olarak öğrenmek istedim.

Bir gün evde otururken can sıkıntısından telefonuma bir program indirdim. Bu program ile farklı ülkelerden farklı insanlarla tanışabiliyorsunuz. Programı açtığımda bana ülke isimleri sundu. Ben de ülke olarak Hindistan'ı seçtim.O an telefonuma sürekli mesajlar gelmeye başladı. Hi! Hello! Bla bla bla... Birkaç kişi ile konuşma şansım oldu. Tabi translate kullanarak. Çok laubali konuşanlar oldu. Cevap vermedim. İki kişi gerçekten çok sıcakkanlı ve sevecendi. Sonra üçüncü kişi dahil oldu. Oda çok saygılıydı. Konuştum iki kişiden biri havaalanında çalışıyor diğeri Kanada'da yaşıyordu. İşleri nedeniyle konuşmamızı kısa kesmiştik. 3. Kişi ise bana şöyle dedi "Bu program telefonun bataryasını vampir gibi emiyor bu benim numaram eğer kendini rahat hissedersen bana mesaj atabilirsin WhatsApp üzerinden konuşabiliriz" Hadi canım bütün erkeklerde aynı numara. WhatsApp kullanıyor musun? istersen WhatsApp üzerinden konuşalım 😏

Telefon numarasını kaydettim ama mesaj atmadım. Sonrada uygulamayı sildim. Aradan bir hafta sonra nedense mesaj attım o 3. kişiye. "Hi Asli here". Hemen bir cevap...Hey Aslı nasılsın? Mesaj atmazsın zannediyordum. Evet belki de atmazdım ama attım. Sonra konuşmaya başladık üçüncü kişiyle. Üçüncü kişi.. 

Ben niye adını yazmıyorum bu çocuğun? Adı Nikhil efenim. Çocuğumuzun adı Nikhil. Nikhil ile konuşmamız güzel gidiyordu gün içinde yaptıklarımızdan bahsediyorduk. Gayet saygılı ve seviyeliydi.Sonra bana bir tane resmini gönderdi. Gözünde gözlük, gömlek yakaları ayakta.. Aman Allahım bu ne çirkinlik 😱.

Ama her zaman saygılıydı. Sabah uyandığımda günaydın mesajı. Gün içerisinde işlerin nasıl gittiği ile alakalı mesaj. Gün bitiminde günün nasıldı? Gece iyi geceler. Zamanla alışmaya başlamıştım bu mesajlara. Hatta gözümü sürekli telefon ekranına bakarken yakalıyordum. Güzel bir arkadaşlık başlamıştı aramızda. Ben,Nikhil ve translate.

Peki bu arkadaşlık hayatımıza neleri getirip neleri götürecekti?